Ohbe Blog

Ohbe Blog

Hoş geldiniz Sevgili Konuğumuz,

Şu anda bu yazıyı okursanız, ben, gecenin -çok da ilerlememiş ancak- geç saatlerinde, bilgisayarımın başında işle ilgili bir şeyler yaparken, fonda "chill out" çalıyor ve ben bir şekilde acaba bu yazıyı okuyan var mı diye siteyi kontrol ediyorumdur… ve muhtemelen derin bir nefes çekip içime oh be diyorumdur… Şaka değil! Eğer okuyorsanız olmuş demektir.  Hayaller gerçeklerle bir bir buluşuyor ve biz yeni hayalle ilgilendiğimiz için bunu fark edemiyoruz. Durumdan  keyif almak bir yana bizim yaptığımız şey biraz enteresan…

Değerli konuğumuz,

Ohbe Danışmanlık blog servisi, sizlerle " oh be dedirten paylaşımlar” da bir araya gelebilmek için var. Bu alan; kurumsal eğitim, ik, satış veya başka bir alanda çalışan profesyonellerin -hepsinin değil, yeni şeyler öğrenmeye meraklı ve araştırmayı sevenlerin- ortak alanı.
 
Bize katılıp siz de iş hayatında sana oh be dedirten bir çözüm paylaşmak ister misiniz? 
 
Sanmıyorum. Kim iş hayatında kendisi için fark yaratmış, işini kolaylaştıran ve başka birisinin de -belki bir rakibinin- işini kolaylaştıracak bir yöntemini paylaşmak ister ki?
 
Önce neden bu oh be meselesine takmış durumdayız onu biraz anlatayım. İnsan hangi anlarda kullanır bu ünlemi? Bir işin sonuna gelindiğinde, zor ya da stres yaratan bir durum sona erdiğinde, olmasını uzun süredir beklediğiniz bir şey olduğunda, aklınızdaki bir soru işaretinin yanıtını tam da zamanında bulduğunuzda, otoparkta kaybettiğiniz arabanızı bulduğunuzda, cep telefonunu beylikdüzündeki müşterinin ofisinde unutmadığınızı, çantanızın içinde ajandanızın arasında olduğunu farkettiğinizde… örnekleri çoğaltmak mümkün. Ben sadede geleyim. Bu dört harf ağzınızdan çıkmadan önce bir kez daha kontrol edersiniz ve derin bir nefesle ciğerlerinizi doldurarak, nefesi verirken nihayet tam yeridir kullanmanın. Ohhh beee… (h'ler ve b'lerin sayısı durumun yaşattığı etkiye ve içinize çektiğinizin nefesin kalitesi ile doğru orantılıdır) O anı hayatımızda bir çok kez yaşarız. Bazılarını ajandanıza kaydedip kutlarsınız belki. Ama çoğunlukla anlık mutluluklar, başarılar, çözümler olduğunu düşünüp üzerinde durmadığımız için binlercesi unutulur gider zamanla. Oysa o anda aldığınız nefes yaşamın ta kendisidir.
 

Bütün inanış ve öğretilerde en büyük armağan olarak anlatılır yaşam. Ve o yaşamın kaynağı nefes… Hayati olmasının yanında kutsaldır da… İşte o nefesin biraz daha farkında olarak yaşamak, oh be anlarını çoğaltmak, hayatı biraz daha kolay kılmak, hayallere bir adım daha yaklaşmak ve bunu yaparken tüm bunların paylaşarak artmasını sağlamak fikrinden çıktı ohbe fikri.

Sonuçta, eğer işimiz kurumsal bilginin derinleşmesi ve çözümlere ulaşmak olsa da, biz insan hayatına ne kadar katma değer sağlayacağımızla ilgileniriz. Sadece bilgi aktarımı öğrenmedir. Bilginin ne şekilde işlenebileceği ile birlikte aktarılabilmesi ve yeni bir davranış kazandırma yöntemlerinin tümü ise eğitim… Bilgiyi hayatınıza geçirebildiğiniz ve hayatınıza bir değer katıp derin bir nefes aldığınız an ise 'oh be' anıdır. (ki biz en çok kolları da yukarı kalkmış şekilde kullanılan türünü severiz. O en keyiflisidir.)
 
Sözlerimin başına dönecek olursak, bilginin, sizin tarzınızla tecrübe edildiği ve sizin hayatınıza değer kattığı bir yöntemi, bir durumu, bir duyguyu, bazen bir makale ya da videoyu paylaşmanız başka birisinin hayatına da değer katmanız bu platformun ana amacı. Tabi kimse size meslek sırrınızı ya da fark yarattığınız stratejilerinizi paylaşın demiyor. Ama bu platformda editör de dahil olmak üzere herkes için geçerli bir gerçek var ise: benim bilmediğimi siz biliyorsunuz yaklaşımıdır. 
 
Özetle, tüm sorularınız, çözümleriniz ve paylaşımlarınız için ohbe danışmanlık blog servisini kullanmanızdan mutluluk duyacağız.